top of page
Yazarın fotoğrafıCem BERK

Startup için yaşın önemi yok!




“Aslolan, her şeyi bildiğinizi sandıktan sonra öğrendiklerinizdir!”


Bu söz, Amerika Birleşik Devletleri’nde oldukça popüler bir basketbol takımı olan UCLA’ya 15 yılını verdikten sonra ilk şampiyonluğunu almış ve kariyeri boyunca toplam 10 şampiyonluk elde etmiş bir teknik adamın sözü… John Wooden, liderliğe dair önemli bir örnek…


Uzun yıllardır insanların yaşlarını doğum yıllarına göre değil, öğrenmeye bakış açılarına göre sınıflandırıyorum. Tüm iletişim ve iş süreçlerimi de bu sınıflandırma üzerinden yürütmeye çalışıyorum.


Örneğin, 70 yaşına gelmesine rağmen hayatında yeni maceralara yer açmaya hevesli insanlar benim için öğrenen yani “genç” statüsünde… Ya da yirmili yaşlarında kurulu bir düzen peşinde koşup, fiziksel enerjisinin kendisine sunabileceği imkanları görmezden gelen insanlar ise “yaşlı” kategorisinde. Kendine göre “çocuk”, “genç”, “orta yaşlı”, “yaşlı” ve “ah ah” diye devam eden bir skala…


Öğrendiklerinizle işinizi kolay bir şekilde gerçekleştiriyor olabilirsiniz. Burada önemli bir tuzak var: Öğrenmeye doymak!


Öğrenmeye doyduğunuzda karşınıza iki seçenek çıkar: Bunlardan ilki hayatınızın lineer akışında bir döngüye saplanmak ve bu döngüyü yıllarca yaşamak. İkincisi ise, öğrenmeye dair geliştirdiğiniz önyargı ile zorunluluklar arasında stresli bir yaşam…


İkisi de oldukça zor durumlar.


Gelelim sadede…


Kurumsal hayatta yıllarını geçirmiş biri olarak şunu söyleyebilirim: Belirli bir kıdem yılına ulaştıktan ve birkaç terfiden sonra, kendi işinize dair büyük bir özgüven geliştiriyorsunuz. Bu özgüven, kendinizi geliştirmenize mani bir durum değil tabi ki... Ancak gelişim yolculuğunu algılama biçiminizi büyük ölçüde etkiliyor.


Kurumsal hayattan girişimcilik süreçlerine geçerken burada edindiğim her bilgi ve becerinin bana büyük fayda sağlayacağını; benim gibi altyapıya sahip olmayan insanların zorlandığını düşünerek adım atmıştım. Fakat daha ilk ayımda bu yeni kariyere dair neredeyse hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.


Bu fark edişle birlikte sıkı bir öğrenme yolculuğu başladı.


En başta alıntıladığım söze dönecek olursam, kendine güvenen ve kendini iş hayatında önemli olan birçok bilgiye sahip biri olarak gören ben; hayatımın en büyük öğrenme yolculuğunu işte bu bakış açısının üzerine gerçekleştirebildim. İlk etapta önceki bildiklerimi de unuttuğumu sanıp paniklediğim zamanlar da oldu. Ancak zamanla eski ve yeni öğrendiklerim oturdukça ve kaynaştıkça, fayda yaratmaya da başladı.


Burada, öğrenme yolculuğunun sizi hedeflerinizden ve genç kalmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Öğrenmenin çoğunlukla bir stres yarattığının farkındayım ancak şunu unutmayın:


Sıfırdan değil, geçmişinizden getirdiğiniz birikimin üzerine öğrenmek ilk etapta fark edilmese de bilgi içselleştikçe zenginliği ortaya çıkan bir durumdur. Zamana ve öğrenmeye güvenin!

Comments


bottom of page