Bazen her şey doğru da yapsanız, başarısız olursunuz!
Sadece bireysel düzlemde değil, dev firmalar için de geçerli bir durumdur bu. Şöyle kısaca bir düşününce, profesyonel yöneticilerin hemen her şeyi doğru yaptığı dev kuruluşların battığına sıkça şahit oluruz…
Burada bence odaklanmamız gereken en önemli nokta, işimizi iyi yaptığımıza dair içimizin rahat olması; bu rahatlığa bağlı olarak da inovasyon süreçlerine yeteri kadar odaklanamamak durumu…
İşimizi iyi yaptığımızda tabi ki güzel sonuçlar da beraberinde gelecektir, benim vurgulamak istediğim nokta: Bizim kontrolümüz dışında pazara giren ve pazarı inovatif yollarla bizim bilmediğimiz alanlara sürükleyen yeni rakiplerin olabileceğidir. Bu durum her alan ve sektör için geçerlidir.
Bu durum için ne kadar hazırlıklıyız?
Şu aralar elimde “Yenilikçinin İkilemi” isimli kitap var. İngilizcesi “Innovator’s Dilemma”. Clayton M. Christensen ‘in yazdığı kitap; girişimcilik dünyasının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Tabi sadece girişimcilik süreçleri ile sınırlamamak gerek…
Spoiler vermemekle beraber kısaca şunu söyleyebilirim: Kitapta inovasyon ve yıkıcı inovasyon bağlamında firmaların yaşamlarına dair harika örnekler ve açıklamalar mevcut. Aynı zamanda Harvard Üniversitesi’nde de bir profersör olan Christensen; birçok araştırmadan faydalanarak harika önermeler çıkarıyor.
Bu önermeleri de oldukça keyifli bir dille okuyucuyla paylaşıyor… Kitapta inovasyon süreçlerine dair farklı bakış açıları ve girişimcilik mindset'i üzerine herkesin bir şeyler bulabileceğine inanıyorum…
Hatta kitapta yer alan bazı keyifli başlıklar söyle:
“İntihar yoluyla hayatta kalmak”
“Bir teknolojinin yıkıcı nitelikte olduğunu nasıl bilebiliriz?”
“İyi yönetim neden başarısızlığa yol açabilir?”
…
Kitabı okurken aklıma takılan çokça şey olsa da üzerinde düşünülecek bazı önemli soruları sizlerle de paylaşmak isterim:
1. Müşterilerimizin beklentilerini hızlı bir biçimde karşılamaya fazlaca takılıp, müşterinin beklentilerini yönetme süreçlerini es geçiyor muyuz?
2. Bulunduğum alanda inovasyona ihtiyaç duymadığımı düşünüyor ancak tam aksini mi söylüyorum?
3. İnovasyonun gelip beni bulmasını mı bekliyorum?
4. İnovasyon süreçlerine ayırdığım ufacık kaynaklar, içimi rahatlatmaya yetiyor mu?
5. Yeniliği arayan ve heyecanı hep diri kalan taraflarımız, konformist yönlerimizle çabuk mu uyumlaşıyor?
Özetle gerek kurumsal hayatın içerisinde bulunsun, gerekse kendi girişimini yönetsin herkesin çalışma yaklaşımına dair önemli çıkarımlarda bulunabileceği bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Keyifli okumalar dilerim…
Comentarios